SON KALEYİ KAYBETMEDEN KENDİMİZE GELMELİYİZ.

             Son kale nedir; savaşta her şeyi göze alarak sonunda ölüm olduğunu bilerek vatanımızı savunmamıza rağmen her taraftan sıkışmış durumda mücadele edilen yer kaybedilirse vatan elden gidecektir işte orası son kaledir. Türk ailesi de son kaledir çünkü ne zaman Osmanlıdan sonra tekrar ayağa kalkmaya başladık düşmanlarımız anladılar ki Türk milletinin önünde durulmaz savaşla yapamadıklarını manevi değerlerimize saldırarak elde ettiler ve başarmak üzereler. Türk milleti savaşlarda canının son damlasına kadar mücadeleden hiç geri durmamıştır çünkü sonunda şehitlik vardır bu nedenle savaşlarda içeriden bir hainlik olmadığı sürece hep kazanmıştır. Ancak bizi aile içinden vurdular ve benliğimizi elimizden aldılar Müslümanız desek inançlı bir yaşantımız yok, Türk üz desek Türk geleneklerini unutturmuşlar batı hayranlığı ile yaşamaya çalışırken onlar gibi de olamadığımız içinde bir karmaşanın içinde gidiyoruz bu karmaşanın neden olduğu sosyal sorunlar en temel taşımız olan aile kurumunu derinden yaralamaktadır. Ailedeki sıkıntılar kademeli olarak devlet yönetimine kadar gitmektedir. Son zamanlarda yaşadığımız pandemi ardından gelen maddi sıkıntılar insanlar üzerinde manen çöküntüye sebep olmuş sokaklar pimi çekilmiş el bombası gibi patlamaya hazır insanlarla dolu olduğundan günden güne insanlar arasındaki çatışmaların çoğalmasının nedeni şimdiye kadar bu zamanki kadar maddi sıkıntı yaşamamış ne yapacağımızı şaşırmış haldeyiz halbuki ailelerimiz Türk Müslüman geleneğine göre yaşamaya çalışsa aile içindeki bireyler birlik olsa bu birlik beraberlik çevremize de yansıyacaktır böylelikle sosyal barış olacak ve maddi sıkıntılarda bi şekilde düzeltilecektir biz birbirimize saldırdığımız sürece birilerinin yapmak istediklerini kolaylaştırıyoruz. Türk devletinin adına yaraşır inançlarını kaybetmeden devam etmesi için toplumumuzun temel taşı olan aile kavramını yetişen gençliğimize benimsetemezsek bu vatan için canlarını feda edenlerin hakkını nasıl veririz. Geleceğimiz olan evlatlarımıza maddi gelecek eğitimi vermeden önce bu vatan nasıl kurulmuş hangi sıkıntılardan geçilerek bu günlere gelmiş öncelikle küçük yaşlardan bunu benimsetmeye başlarsak diğer eğitimleri başarması daha kolay olacaktır çünkü bu vatanın ne zorluklarla tekrardan ayağa kalktığını gören evlatlarımız daha iyi olmak için elinden geleni yapacaktır. Bu vatanın geleceği olarak gördüğümüz evlatlarımız eğitim için okula gidiyor görünse de gece gündüz sosyal medyada kimlerin tesirinde kaldığını bilmiyoruz eğer ailesinden de Türk ve Müslüman olduğunu ve bunun gereğinin yapılması konusunda örnek bir davranış görmeyen çocuk sanal dünyadaki toz pembe yaşantılarını gördükçe ailesi ile her daim çatışma halinde olması kaçınılmaz ve aile içinde hiç olmaması gereken olaylar olmaktadır. Geleceğin anne babalarının yetişmesi için fazla geç olmadan önlem alınması gerekmektedir eğer gerçekten bu milletin özünü kaybetmeden bu aziz vatanın daim olmasını istiyorsak evlatlarımızın dinine ve devletine bağlı yetişmesi için çok hassas karar vermeliyiz geleceğimiz olan evlatlarımıza milli ve manevi değerlerimizi benimsetmek için hizmet eden değerli eğitimcilere emanet etmeliyiz aksi takdirde bu vatanı elinden Kuranı Kerimi bırakmadan hatta imkanlar dahilinde her daim abdestli olarak savaşan canlarını verenlerden dini değerlerden bi haber vatan nedir bilmeyenlerin yetiştiği bir geleceğe gidiyoruz. Geleceğini sadece maddi kazanç üzerine hesap eden milli ve manevi değerlerden yoksun kişiler devlet idaresinde görev aldıklarında devletin malı deniz düşüncesinde hareket etmekte olduğu için millet olarak yaşadığımız sıkıntıların bir sebebi de budur geçmişimiz olan Osmanlı devletindeki devlet malı ile ilgili bir yaşanmış olayı göz önünde bulunduralım isterseniz;                                                                                             
            Sultan Birinci Mahmut boş zamanlarında kuyumculuk işleri yapar, yaptığı işleri sattırır elde ettiği kar ile ufak tefek şahsi ihtiyaçlarını temin eder ve bundan da büyük haz duyardı. Vezirlerden biri Sultan işleriyle meşgulken yaklaşıp sorar: “Devletin hazinesi sizin olduğu halde niçin böyle zahmete katlanıyorsunuz” Padişah cevap verir “Devletin hazinesini milletin ihtiyacına sarf etmek gerekir. İnsanın alın teri dökerek kazandığı paranın zevki başkadır. İçinde alın teri göz nuru bulunan kazanç helal olur tadı ve bereketi olur”
    (Çamlıca Basım – Çifte Kavrulmuş Tarih)     

    Devletin en küçük memurundan en yüksek kademesinde olan idarecilerimiz bu düşüncelere sahip olur ve öncelikli işleri de bu devletin geleceği için aile eğitimine önem verirlerse dünyada Türk milletinin önüne hiç kimse duramaz ve dünya Türklerinin öncüsü haline gelir.

    20.10.2022 

    afsar391@hotmail.com

    Hava Durumu
    GÜLBAHÇE ANAOKULU

    GELECEĞİMİZİ BİRLİKTE
    SAĞLAM 
    TEMELLER
    ÜZERİNDE İNŞAA EDELİM